top of page

Kalbimi Vatanıma Gömün

  • Bahar Kara
  • 7 Nis 2018
  • 2 dakikada okunur

Hay isimli çizgi filmi bilenleriniz vardır belki. Çocukken ilk defa izlediğimde Anne ceylan'ın ölümü bende adeta travma etkisi yaratmıştı. Sonrasında tekrar izlemeye korktuğum bir çizgi film oldu ve bir daha asla bu çizgi filmi izlemedim, izleyemedim. . Sanırım birkaç yıl önce bir göz atmıştım. Şuan hala daha izlemekten korkuyorum. Çizgi film Elif Sanat'ın ortaya koyduğu, kesinlikle tavsiye ettiğim harika bir yapım onda bir sorun yok. Ama bende uyandırdığı etkiler çok derin oldu..

''Bu çizgi filmin senaryosu Endülüs'lü ünlü İslam felsefecisi İBN-İ TUFEYL'in günümüzden 850 yıl önce yazdığı HAY BİN YAKZAN adlı romanından alınmıştır.''(Alıntı)

Hay hakkında detaylı bilgi için buraya tıklayınız.

Çizgi filmi izlemek için buraya tıklayınız.

İşte Hay'dan yıllar sonra bende hemen hemen aynı etkileri uyandıran, bir daha okumaya korktuğum bir kitap ''Kalbimi Vatanıma Gömün''.. Okurken bazı bölümlerde kalbim sıkıştı. Manevi bir betimleme yapmıyorum, fiziksel anlamda söylüyorum.

Reis Joseph

Tosawi

Kitap Amerika'nın resmi arşivlerine dayanarak Kızılderili topraklarının işgal sürecini anlatıyor. Nasıl anlaşmalar yapılıp, nasıl yalanlar uydurulduğunu ve verilen hiçbir sözün yerine getirilmeyişini, Kızılderili topraklarının nasıl çalındığını ve bir ırkın nasıl yok olmaya mahkum edildiğini bölge bölge, kabile kabile tarihleriyle anlatıyor. Yerlilere yapılan işkencelere pek fazla değinmemiş. Peki seni ne bu kadar etkiledi diye merak ederseniz, bence fiziksel acılar bir şekilde atlatılabiliyor ama ya kalplerin ta derinlerindeki kırıklıklar.. Bence onlarla baş edilemiyor.. Kızılderililerin başlarına da fiziksel işkencelerin yanısıra gelen en büyük felaket umutlarının çalınmasıydı. Nev Perce'lerden Reis Joseph öldüğünde, temsilcilik hekimi raporunda ölüm nedenini ''gönül kırıklığı'' olarak belirtmiş.. Tosawi Sheridan'la tanıştığında kendi adını söyleyip, kırık dökük ingilizcesiyle bildiği şu iki kelimeyi söylediğinde kalbim bin parça oldu: ''Tosawi, iyi kızılderili''

Dramatize etmiyorum emin olun. Kızılderililer doğayı katletmeden ondan faydalanmasını bilen, silahı ve savaşı tanımayan medeni insanlardı. Verimli toprakları üzerinde büyük bir medeniyet kurmuş, barış içinde yaşıyorlardı. Ta ki beyaz adam gelene kadar..

Bu kitaptan önce bir İspanyol papazının yazmış olduğu hatıraların kısaltılarak yayınlanmış hali olan ''Kızılderililer nasıl yok edildi?'' isimli kitabı okumuştum. Amerika çok büyük dramların toprakları.

''Amerika kıtası keşfedildiğinde(!) oraya medeniyetten önce vahşet ve ölüm gitti. Vahşet, hırsızlık, soykırım gitti. Peki daha sonra medeniyet gitti mi? Hayır! Çünkü oranın yerlileri ''Beyaz Adam''dan daha medeniydiler. Hırsızlığı, adam öldürmeyi bilmiyorlardı. Huzur içinde yaşayan büyük bir aile gibiydiler.

''Beyaz Adam'' gelince onu misafirperverce ve samimiyetle ağırladılar. Yiyeceklerinden bol bol ikram ettiler. Topraklarını açtılar. Hatta altınlarının da çoğunu karşılığında hiçbir şey beklemeksizin bu yeni misafirlerle paylaştılar. Fakat!! Beyaz Adam''ın gözü doymuyordu. Ne kadar verirlerse hep daha fazlasını istiyordu. En sonunda canlarını da istedi. Verdiler..''(Kızılderililer nasıl yok edildi)

Dünya'yı değiştirmek istiyorsan kelimelerini değiştir demişler, çok haklılar. Bir şeylerin değişmesini istiyorsak buna kelimelerimizden başlamalıyız. Keşfetmek ve medeniyet kelimeleri üzerine tekrar düşünmeliyiz. Ben düşündüm. Amerika keşfedilmedi, Amerika işgal edildi!

Comments


Yazılarını okumak için üzerlerine tıklayınız

Tıklayınız
Tıklayınız
Tıklayınız
Tıklayınız
Tıklayınız
Tıklayınız
Tıklayınız
Tıklayınız
Tıklayınız
Tıklayınız
Tıklayınız
Tıklayınız
Tıklayınız
Tıklayınız
Unknown Track - Unknown Artist
00:00 / 00:00

Bir şey mi aramıştınız?

© 2016 by Bahar Kara. Proudly created with Wix.com

bottom of page